Buz-At Börü Sayokan'ın unvan taşıyanlara değil, gerçek eğitimcilere ihtiyacı vardır. Kendinizi yenileyemiyor, geliştiremiyorsanız, Sayokan'a ancak zarar verirsiniz. Bölgenizde en iyi eğitmen olamadığınız sürece, size beklediğiniz ilgi ve alaka gösterilmeyecek, 3-5 öğrenci ile zamanınızı, emeğinizi israf edecek, ekonomik olarak da karşılığını alamayacaksınız. Bu sonuç önce kendinize zarar verecek, yıpratacak, Sayokan'a ilginizi azaltacaktır. Sonra Sayokan'a zarar verecek, yeterli öğrenci potansiyelini yakalayamayacak, kitlesel büyümeye bir katkınız olmayacaktır. Ama Sayokan'da Aybar unvanıyla yer almaya devam edeceksiniz.
Yetenekli, savaşçı ruha sahip öğrenciler kendilerine benzeyen, bölgesinde bir numara olan eğitmenlere giderler. Bir alplık okulunda Yumuşak başlı, sakin öğrenciler, savaşçı ruha sahip öğrencilerden eksik olan yanlarını, savaşçı ruha sahip öğrencilerde sakin, sükun halini yumuşak başlı öğrenciler aracılığı ile geliştirirler. Bu sosyal bir etkileşimdir. Ancak eğitimen öğrencilerin bu karakteristik farklılıklarını doğru yönlendiren durumunda olmalıdır. Bölgenizde, teknik kabiliyet ve bilgide yetersiz olursanız, sizi daima tercih edecek öğrenciler, sayısal olarak az olacaktır. Sizden daha iyi olanlar varsa sizi neden tercih etsinler ki...
Teknik yetersizlik, bilgiden yoksunluk, Sayokan'ın tanıtım çalışmalarında da emeğin, zamanın boşa harcanmasına neden olur. Yetersizlik, kuramsal anlatımı da, teknik gösterimi de etkisiz kılar. Önce bireysel gelişim için bilgi ve çaba sonra hedefler, hedeflere yürüyebilmek için sürdürülebilir doğru yöntem (metot) ve kararlılık...Sonuç elbette başarı olacaktır.
Tüm bunları neden yapıyoruz? Sadece yarışmalara, oyunlara katılmak veya unvanımızı yükseltmek için mi? Elbette yarışmalar önemli. Harcadığımız zamanın ve emeğin sonuçlarıyla yüzleşme isteği doğaldır. Ancak hedefler daha büyük olmalı. Öğrencilerin yarışmalara, oyunlara katılma dürtüleri, alplık okulu içinde küçük çaplı yarışmalar düzenleyerek giderilebilir. Bu yöntemle öğrencilerin birbirlerini teknik olarak tanımaları, geldikleri noktayı gözlemlemeleri mümkün kılınabilir. Ancak büyük hedef, evrensel değerlere sahip, bilgi ve akıl ile kişisel gelişime katkı, erdemli, ülkesi ve milleti için katma değerler üreten gençlerin yetişmesini sağlamaktır. “Biz, millet için ve millet ölçüsünde spor istiyoruz. BİRİNCİ GELEN TEKLER İSTEMİYORUZ. Sağlam yapılı, güzel gövdeli ve inkilap ahlakiyatını benimsemiş on binler ve yüz binler istiyoruz.”(M.Kemal ATATÜRK 1933)
Shaolin Tapınağı, yarışmalar, oyunlar düzenlemez ama, dünya bu tapınağa ve Kung-Fu' ya erdemin, saygınlığın tepe noktası gözüyle bakar. Elbette yarışmalar, oyunlar düzenleyeceğiz. Hem de büyük ve görkemli yarışmalar. Peki böyle oyunlara biz ne kadar hazırız? Çünkü böyle yarışmalar sadece düzenleme usul ve yöntemleriyle büyük olmaz, böyle yarışmalar, katılan yarışmacıların kalitesi ile büyük ve görkemli olur. Öğrencilerin kalitesi, eğitimeninin kalitesi ile direk orantılıdır.
Bilgi, akıl ve çalışma ile başarılara götürecek yeni bir sayfa açalım. ("Yabgu" Nihat YİĞİT)